Hollandalı dünyaca ünlü ressam, Vincent Van Gogh eserleri ile 37 yıllık hayatının sadece son 10 yılında sanat dünyasındaki yerini edinmiştir. Hayata çok erken veda eden Van Gogh, ressamlık kariyerini çok hızlı ilerletmiş ve sadece 10 yılda 2000’e yakın tablo yapmıştır. Ressamın tabloları dünyanın en ünlü resimleri arasında sayılmaktadır.
Tüm dünyanın en bilinen Van Gogh resimleri ve hikayelerinden kısaca bahsedelim.
Kırmızı Üzüm bağı
Van Gogh’un resimleri arasında güneşli bir gün olarak da bilinen ve henüz kendisi yaşarken satıldığını gördüğü ilk ve tek resmi yukarıda yer alan Kırmızı Üzüm Bağı tablosudur. Ne yazık ki pek çok sanatçı gibi Van Gogh resimleri de ressamın vefatının ardından kıymet görmüştür. Yazarın bugünkü şöhreti de vefatının ardından gelmiştir.
Tablonun çizim tarihi 1888 yılıdır. Tablo, o dönem 400 frank karşılığında Anna Boch isimli bir Belçikalı ressam tarafından satın alınmıştır. Bu resim, Fransa’nın Arles şehrine yine kendisi gibi bir ressam olan Paul Gauguin ile birlikte giden Van Gogh’un bölgede bir müddet Gauguin ile zaman geçirmesinin ardından hafızasından çizdiği bir resimdir.
Bu ve daha fazla bilgi için aşağıdaki linki ziyaret edebilirsiniz.
https://www.kizlarsoruyor.com/kultur-sanat
Yıldızlı Gece
Bu resimde Van Gogh’un Fransa’nın Saint Rémy-de-Provence şehrinde 1889 yılında kaldığı sanatoryomun bahçesinden görmüş olduğu manzarayı tasvite eder. Resim kesinlikle en ünlü Van Gogh eseri sayılabilir. Resimde mavi gökyüzünde parlak bir şekilde yer alan gök cisimleri, Van Gogh’un gökyüzüne düşkünlüğünü ortaya koymaktadır.
Van Gogh, bu resmi yaptığı sanatoryumda bir takım zihinsel rahatsızlıklarıyla mücadele etmek amacıyla kalıyordu. Bu resme asla Van Gogh en kolay resmi denmemelidir. Genelde taklit resim yapmak isteyen ressamlar için yoğun algı bu resmin kolay olduğu yönünde olabilmekte ise de tecrübeli ressamlar için bu bir başyapıttır.
Yeşil Buğday Tarlası
Bu resim de Van Gogh’un zihinsel problemleri ile ilgili tedavi görürken akıl hastanesinde çizmiş olduğu bir diğer resimdir. Resimde yer alan buğday tarlası, Van Gogh’un kaldığı akıl hastanesinin arkasında yer alan bir tarladır. Vincent Van Gogh resimleri arasında çok fazla bilinmese de yine de Van Gogh’un resimleri arasında en etkileyici olanlardan biridir.
Etten Yolu
1881 tarihli bu resim, Van Gogh’un kısa bir süre kaldığı Etten’de çizdiği bir resimdir. Etten, Hollanda’da yer alan oldukça küçük bir köydür.
Bu resim, Ven Gogh’un çok az materyal, renk ve dokunuşla ayrıntıları ne kadar iyi ortaya çıkardığını gösterdiği resimlerin ilk örneklerinden olması sebebiyle önemli bir örnektir.
Siesta
Van Gogh’un 1889 yılının sonbaharında Saint Remy’deki ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde problemleri yüzünden bir müddet kalmıştı. Bu dönemin ardından hastaneden çıktıktan sonra çizdiği doğa resimlerinden biri yukarıda yer alan resim olmuştur.
Bu resmin renklendirmesi Van Gogh’un kendi tarzını ortaya koymasını sağlamıştır. Resimde tarlada öğle uykusuna yatmış iki tarla işçisi görülmektedir. Zaten tablonun adı da bu noktada Siesta ile oldukça açıklayıcı bir şekilde verilmiştir.
Sarı Ev
Van Gogh, bu tablosunda Fransa’nın Arles şehrinde kaldığı evin yer aldığı meydanı resmetmiştir. Bu resimde yer alan yeşil binada ressam arkadaşı Gauguin ile birlikte kalmıştır.
Van Gogh’un günümüzdeki halini resmettiği “Sarı Ev” tablosunun günümüzdeki hali yukarıdaki resimde yer almaktadır. Köşede görünen binanın yanındaki beyaz ev, Van Gogh’un yukarıdaki resminde bulunan ve o dönem yeşil olan binadır.
Güneş Altında Ekim
Van Gogh kara kalem eserleri arasında yer alan yukarıdaki resim de Van Gogh’un en üretken dönemlerinde 1888 yılında Arles’te çizilmiştir.
Resimde Arles’te yer alan tarlaya ekim yapan bir çiftçi görülmektedir. Bu resimde Van Gogh sık çizgilerle güçlü renkler tasvir etmeyi amaçlamıştır. Bu tablo, 1886 yılında Fernand Carmon’un resim atölyesinde tanıştığı ressam arkadaşı Emile Bernard’a gönderdiği tablolar arasında yer almaktadır.
Kargalarla Buğday Tarlası
Buğday tarlalarıyla kargalar adındaki tablosu Vincent Van Gogh resimleri içerisinde Van Gogh’un yaptığı en son eser olarak bilinir.
1890 yılında eşi ve kardeşini görmek için Paris’e giden Van Gogh, burada hastalıkla boğuşan arkadaşı ve tükenmiş bir hale giren eşini gördükten sonra depresyona girer. Bu resmi de trajik intiharından çok kısa bir süre önce Auvers’e döndükten sonra çizmiştir.
Vincent Van Gogh’un resimleri içerisinde onun duygu durumu da anlaşılabilmektedir. Bu resimde de benzer bir durum söz konusudur. Van Gogh’un yaşadığı buhranı kargalarla buğday tarlası resminde görmek mümkündür. Yolların tamamlanmamış bir perspektifte görülmesi, gökyüzünün koyu mavisi ile tarlaların açık sarısının çok keskin geçişleri bu huzursuzluğu yansıtan detaylardır.
Vincent Van Gogh eserleri içinde en meşhurlardan biri olan kargalarla buğday tarlası tablosunda resmettiği alan yukarıdaki tarladır.
Langlois Köprüsü
Van Gogh’un Paris’ten sıkılıp Arles’e gittiği ilk yıllarda çizdiği bir tablodur.
Arles’ten Port-de-Bouc şehrine giden kanal üzerine yapılmış bir köprüyü resmetmiştir. Bu resimle birlikte Van Gogh en kolay resmi yapmış sayılabilir. Zira bu resimle birlikte daha koyu tonlar kullanarak yaptığı resimlerinin tarzında biraz oynama yapmıştır. Özellikle köprünün tahta kısmını çok açık resmeden bu resimde, nehrin suyundan faydalanan kadınlar ve nehrin kenarında kayıklar da görünüyor.
Kanala inşa edilen ve Vincent Van Gogh resimleri ile birlikte dünyaca ünlünen Langlois Köprüsü’nün güncel hali yukarıdaki gibidir. Elbette zaman içerisinde tekrar inşa edilen köprü, günümüzde Van Gogh’un resimlerinden oldukça farklı bir durumdadır.
Rhone nehrinde yıldızlı gece
Van Gogh, Arles’e ilk gittiği zamanlarda belki de bu kadar ünlenmesini sağlayan gece tablolarını yapmaya merak salmıştı. Özel olarak gece görünümünün nasıl sağlanacağına yoğunlaşmıştı.
Bu durumdan kardeşi Theo’ya Nisan 1888’de gönderdiği bir mektupta da bahsetmişti. Mektubunda Van Gogh, kardeşine “Olgun buğdayların veya selvilerin olduğu bir alanda yıldızlı bir geceye ihtiyacım var.” diyordu.
Nitekim ekim ayında aradığı gecelerden birini bulacaktı. Yukarıda bahsettiğimiz sarı evden çıktığı bir gece yürüyüşünde Rhone nehri kenarındaki bir noktadan görünen bir manzara en ünlü Van Gogh manzara resmi olacaktı. Zira 1888 yılının ekim ayı bu noktada Van Gogh’a gerçekten çok verimli gece görünüşleri sunacaktı. En çok bilinen resimlerinden Terrace cafesi ve arkadaşı Eugene Boch’un portresini de aynı ay içerisinde çizmiştir.
Selvi ve yıldızlı yol
Selvi ağacı, Van Gogh’un resimlerinde en çok kullandığı motiflerden biridir. Selvi ağacının heybeti ve güçlü yapısı etrafındaki figürleri cüceleştirmektedir. Bu da Van Gogh çizimleri içerisinde sevdiği anlatım tarzlarından biridir. Büyük ve küçüğün zıtlığından tablolarında ziyadesiyle faydalanmaktadır.
Bahar Bahçesi
Vincent Van Gogh tarafından yapılan tabloların en önemlilerinden biri olan bahar bahçesi tablosu yukarıda yer alan tablodur.
Tablo ne yazık ki yakın zamanda kötü bir haberle gündeme geldi. Hollanda’nın Laren şehrindeki Singer müzesinde sergilenen tablo çalındı. Tablonun çalındığı gün olan 30 Mart 2020, Van Gogh’un 167’nci doğumgününe denk gelmesi de sadece bir tesadüf mü açıkçası bilinmiyor.
Tablo, Van Gogh’un erken dönem eserleri arasında yer alıyor.
Ayçiçekleri
Vincent Van Gogh’un resimleri arasında yer alan bir diğer resim ise ayçiçekleri tablosudur.
Van Gogh’un sanat tarzında aynı perspektiften görülen aynı görüntüleri birden fazla çizme anlayışı hakimdir. Nitekim Van Gogh tarafından yapılan ayçiçekleri resimleri de toplamda 12 tanedir.
Belli dönemlerde yaptığı bu resimlerin 7 tanesini Arles’te bulunduğu yıllarda yapmıştır. Diğer 5’ini ise Paris’te olduğu 1887 yılında üretmiştir.
Van Gogh’un ayçiçeği sevgisi bu çiçeklerin resimlerini bu kadar çok çizmesinin en önemli sebebidir şüphesiz. Zira, yazdığı bazı mektuplardanda da bu sevgisini görmek mümkündür.
Kafe Terasta Gece
Van Gogh’un en ünlü gece tablolarından biridir. Van Gogh’un gece manzaralarına olan ilgisinden daha önce bahsettik. Bu resimde de bu ilgisini kanıtladığını görüyoruz.
Van Gogh gece perspektifiyle ilgili “Gece, gündüze nazaran daha diri ve canlı renklere sahiptir.” görüşünü ortaya koymuştur.
Arles’te yer alan “Cafe Teras’ta gece” tablosu da bunu ortaya koymaktadır.
Bu tablo, Van Gogh’un gece üçlemesinin bir parçasıdır. Yazımızın en başında belirttiğimiz “Yıldızlı gece” ve yine bahsettiğimiz “Rhon nehrinde yıldızlı gece” tabloları, Van Gogh’un gece üçlemesinin diğer tablolarıdır.
Van Gogh’un tablosunda resmettiği cafe teras, günümüzde Fransa’nın Arles şehrinde cafe Van Gogh olarak hizmet vermektedir. Şu anda şehrin en turistik yerlerinden biridir.